Örnek alınmadan mantarsal veya bakteriyel teşhisi klinik olarak konulamaz .Basiniz sagolsun ...
Tıbben bakıldığı zaman kesinlikle haklısın ama klinikte Lego ile gerçekten mükemmel ilgilendiler. Alanlarında bilgili hekimler olduklarını belirtmek isterim. Örnek alınmadı çünkü Lego aşırı stres yaşamış bir kuştu ve çok inanılmaz zayıftı. 6 aylıktı ama bir tatlı kaşığı kadar bile hissedilmiyordu avuçta. Ve kaç tane yöntem denedik hepsinde beslenmeyi inatla reddetti. Sadece kursak sondası işe yaradı. Onda da canı çok yandı ve eğer geri kusma olsaydı çok yüksek bir riskti tabi orada ölecekti. Dolayısıyla birden çok etken müdahale şansımızı sınırlandırdı.
- Dışkıdan örnek alınabilmesi için hayvan dışkılarken popnun ucunda hemen havayla minimum temas halinde örneğin alınması gerekiyor. Herhangi bir yüzeyden alınan örnek kesinlikle doğru sonucu vermiyormuş arkadaşlar.
-Kan değerlerinde de görülebilecek tek şey kansızlık olduğuydu. Kaldı ki kan testine gerek duyulmadan da elinize alınca o kadar zayıf bir kuşun analizini rahatça yapabiliyorsunuz.
Bir çok ilaç verildi. Muhabbet kuşlarının tedavisinin çok zor olduğunu bilmenizi istiyorum. Bir yerine müdahale edilirken diğer taraf bozuluyor ve inanın her şeyden, ona canım kuşum günaydın demenizden tutun eve gelen misafirin gürültüsüne kadar, kapı çalması, perde çekilmesi, elektirikli süpürge sesi, masada tuzluk yerinin değişmesi kadar bile kafesinin yeri değiştirilirse bu kesinlikle bir travmadı onun için. Mutlaka yanında arkadaş olmalı cinsiyet farketmeksizin. Kraker ballı mamalar asla, yemler sözde daha kaliteli görünsün diye koyulan o rengarenk küçük yemler ( yeşil, sarı, pembe vs.) asla,
muz ve elma haricinde ek besinler asla, haşlanmış yumurta sakın sakın KUŞLARA VERİLME-MELİDİR.
Kafeslerinde erkek de olsa dişi de farketmez yuvalık olmalıdır. Kendini güvende hissetmediğinde tıpkı doğadaki gibi saklanması için ona alan vermelisiniz. Bu çok çok önemli. Yuvalığın içinde saman sapları bulunmalı ve günlük olarak altlıklar ve o saman sapları (toz yapmayacak şekilde) değiştirilmeli ama temizliğini yaparken bile STRES OLDUĞUNU UNUTMAYIN. Kesinlikle gazete kağıdı kullanılmamalı. A4 beyaz mürekkepsiz kağıt kullanılmalı. Haftada bir tüm kafes elma sirkesi ile silinip (yemlikler, suluklar dahil) durulanmalı.
-Akşam 8-9 ve sabah gün doğumuna kadar sağlıklı bir şekilde uyumaları sağlanmalı. Eğer ışık ve TV açık şekilde gürültülü kalabalık olunacaksa bu faktörleri o saat aralıklarında minimuma çekmelisiniz. Kesinlikle ve kesinlikle uyku saatleri boyunca üstlerinde örtüleri olmalı kafesin size BAKMAYAN (duvara bakan ) yüzü açık bırakılmalı ki hava alsın.
-Hastalandığında kesinlikle şırınga ile beslemeye çalışmayın gagalarının hemen yukarısında solunum yerleri var burunlarına kaçarsa boğulurlarmış. Özel aparatlar var beslemek için uzman olmanız lazım. Dolayısıyla yem yemiyorsa veterinere gidin ama kesinlikle EGZOTİK HAYVAN VETERİNERİNE.
-YÜKSEK SESLE SEVMEK, ZORLA ELE ALMAK, EL YIKAMADAN DOKUNMAK falan yok. Kesinlikle izin vermeyin kimseye. Bir anda kafesinin dibine çöküp ben geldim benimle oyna hadi diye zorlamayın.MAXSUMUM HASASİYETLE VE SAKİNLİKTE, USULCA YAKŞALIN ONA HEP.
Her zaman sizden korktuğunu unutmayın.
-Kafes hayvanı artık onu alıp hapsettik bir kere o yüzden kafesten çıkarmak doğru değil eğleniyor uçuyor sanıyoruz ama korkuyor ve kaçıyor aslında. Yine uçup size konuyor olabilir ama sakın unutmayın HİÇBİR ZAMAN SAHİPLERİNE BİLE GERÇEKTEN GÜVENEMEZLER. Kafeslerine her yaklaştığımızda kalpleri çok hızlı atar ve onu alıp yiyeceğiz zannedelermiş. Tıpkı belgesellerdeki/doğadaki büyük ve yırtıcı kuşların, anneleri yanında olmayan yuvadaki yeni yavruları yemesi gibi.
-İlla da ben elimde kafes dışında seveceğim diyorsanız asla halıya değmeyecek. En fazla koltukta ve elinizde seveceksiniz. Günde 20 dakikayı da aşmayacak. Uçmaması onu kötürüm yapmamız aksine yeni hayatına uyumunu kolaylaştırımış. Çünkü bizler onları kafese hapsederken doğasını tamamen bozup yeni bir canlı yaratmaya çalışıyoruz. Güçlü olan buna adapte oluyor. Güçsüz olan minik Lego’m gibi ölüyor.
Ben onu çok sevmiştim arkadaşlar çok. Ama severken meğer o kadar çok kez korkutmuşum ki, oyun sandığım her şey zarar vermiş ona. Uçamıyordu diye uçmayı öğretmeye çalıştım mesela internetteki aptal videoları izleyip az kalsın ayağı kırılacaktı. Ne kadar bencilmişim. Her hayvanın kendince karekteri var oysa. Bırak uçmasın senin kuşun da değil mi? Mutlu olsun. Zorlama seni sevmesi için kendi türünden arkadaşı olsun birbirlerini sevsinler muhabbet etsinler. Kuş ve insan dostluğu ile kuş-kuş dostluğu bir mi?
-Ve son bir şey daha , kuşunuzun sahiplendiği oyuncaklarıyla asla ve asla oynamayın, ellemeyin.
Lego belki de bana küs öldü...