Tlgcvslr
Yeni Üye
- Katılım
- 7 Eki 2016
- Mesajlar
- 21
- Tepkime puanı
- 6
Merhaba arkadaşlar;
Üç yaşında Hollanda cinsi muhabbet kuşum var. 8 günlük tatil için Limonu kimseye bırakmaya cesaret edemeyip İstanbul - Malkara (Tekirdağ) rotasında 3 saat bizlerle gelip gitti. Adım adım sizlere bu evreleri anlatmak istiyorum. Konuyu yanlış yere açmışsam şimdiden özür dilerim:
- Havanın 28 derece olduğu ve hafif rüzgarlı öğle saatlerinde çıktık. Arabanın içini ne kadar sıcaklığın dağılmasını sağlamaya çalışsakta ancak yarım saat sonra kontrol etmeye başarabildik. Arabaya arka tarafa koyduğumuzda kafesin tabanına inmiş, kanatlarını olabildiğince açık tutup hafif titremesi vardı. Klimayı en fazla ikinci kademeye kadar açıp, alt tarafa üflemesini ayarladık. Sıcaklık dağıldığında ise birinci kademe de alta üflüyordu. Yarım saat sonra kum yemeye başladı. Ara ara yem kabına gidip, yemek yiyordu. Fakat o sıcaklıkta hiç su içmedi. Bu konuda size tavsiyem suluğunu olabildiğince az doldurun ya da hiç doldurmayın (vitaminli su döküldüğünde leke yapıyor. Ya da sadece su koyun). Her zaman suluk haricinde nereden su içiyorsa (kaşık, bardak vb.) ona yakın ya da içtiği şeyden su verin. Bir saatten sonra ise yavaş yavaş sesler çıkarmaya ve konuşmaya başladı. Zaman zaman kanatlarını açıp, serinlemeye çalışıyordu. Sonra cesaretlenip üst tüneğe geldi ve ara ara zemine inip tekrar çıktı. 99'luk tespihin imamınla oynamayı çok sevdiğinden, oynaması için ipli tarafını kafesten içeriye sarkıttık. Böylece baya oyalanıp, hemde enerjisini azda olsa atmış oldu. 3 saatlik yolu düşündüğümden daha iyi atlattı ve yol boyunca yemini ve kumunu düzenli şekilde yedi. Uyuyamadığı için biraz sersem gibi oldu ve ara ara göz kapaklarını kapatıp, bir kaç saniye öylece kaldı.
- Geldiğimizde ise hava akımının olmayacağı bir yere koyduk. (Soba, peçka vb.) Tavan alçak, beyaz tasarruflu lümeni yüksek bir ampülün hemen çaprazında duruyordu kafesi. Etkilenmemesi için beyaz bez koyduk fakat kafesi içinde kanadının titrediğini fark ettim. Bunu genellikle gece lambası (sarı) yandığında yapmıyor, beyaz ışık yandığında yapıyordu. Böyle bir şeye ilk defa rastgeldiğim için internetten araştırdım. Limonun hiçbir hastalığı olmadığından bu tür 'titremeleri' ışık hassasiyetine ve yabancı yere alışma sürecine, güvensizliğe verdim. Kafesinde sesler çıkarıyor, konuşuyor, arada kolye gibi parlak şeyleri sarkıttığımda düzenli şekilde oynuyordu. Bunun haricinde 8 gün boyunca hiç salmadım. Kediler vs olduğu için.
- Dönüş yolu daha güvenli geçti kendi açısından. Artık ilk acemiliği attığı için sadece karnı acıktığında yere inip yedi. Yol boyunca hep tüneklerin üstünde oyun oynadı. güneş gelmemesi için orta kısma aldık ve kafesin önüne siper koyduk (klima ne kadar aşağıya vursa da direk çarpmasın diye) Eve geldiğimde ise ilk işim salmaktı. Uçtuğunda biraz yalpaladı fakat kendini düzeltti. Bir kaç uzun uçuştan sonra ise kendi uzmanlığına tekrardan yükseldi Sabah 09.00 ile 10.00 arasında kafesin kapağı açılır, genellikle gece saat 20.00 - 21.00 arası kendisi kafesine girer ve tüneğinde uslu uslu bekleyen bir kuştur.
Okuduğunuz için teşekkür ederim. Elimden geldiğince soracak olduğunuz sorulara cevap vereceğim.
Üç yaşında Hollanda cinsi muhabbet kuşum var. 8 günlük tatil için Limonu kimseye bırakmaya cesaret edemeyip İstanbul - Malkara (Tekirdağ) rotasında 3 saat bizlerle gelip gitti. Adım adım sizlere bu evreleri anlatmak istiyorum. Konuyu yanlış yere açmışsam şimdiden özür dilerim:
- Havanın 28 derece olduğu ve hafif rüzgarlı öğle saatlerinde çıktık. Arabanın içini ne kadar sıcaklığın dağılmasını sağlamaya çalışsakta ancak yarım saat sonra kontrol etmeye başarabildik. Arabaya arka tarafa koyduğumuzda kafesin tabanına inmiş, kanatlarını olabildiğince açık tutup hafif titremesi vardı. Klimayı en fazla ikinci kademeye kadar açıp, alt tarafa üflemesini ayarladık. Sıcaklık dağıldığında ise birinci kademe de alta üflüyordu. Yarım saat sonra kum yemeye başladı. Ara ara yem kabına gidip, yemek yiyordu. Fakat o sıcaklıkta hiç su içmedi. Bu konuda size tavsiyem suluğunu olabildiğince az doldurun ya da hiç doldurmayın (vitaminli su döküldüğünde leke yapıyor. Ya da sadece su koyun). Her zaman suluk haricinde nereden su içiyorsa (kaşık, bardak vb.) ona yakın ya da içtiği şeyden su verin. Bir saatten sonra ise yavaş yavaş sesler çıkarmaya ve konuşmaya başladı. Zaman zaman kanatlarını açıp, serinlemeye çalışıyordu. Sonra cesaretlenip üst tüneğe geldi ve ara ara zemine inip tekrar çıktı. 99'luk tespihin imamınla oynamayı çok sevdiğinden, oynaması için ipli tarafını kafesten içeriye sarkıttık. Böylece baya oyalanıp, hemde enerjisini azda olsa atmış oldu. 3 saatlik yolu düşündüğümden daha iyi atlattı ve yol boyunca yemini ve kumunu düzenli şekilde yedi. Uyuyamadığı için biraz sersem gibi oldu ve ara ara göz kapaklarını kapatıp, bir kaç saniye öylece kaldı.
- Geldiğimizde ise hava akımının olmayacağı bir yere koyduk. (Soba, peçka vb.) Tavan alçak, beyaz tasarruflu lümeni yüksek bir ampülün hemen çaprazında duruyordu kafesi. Etkilenmemesi için beyaz bez koyduk fakat kafesi içinde kanadının titrediğini fark ettim. Bunu genellikle gece lambası (sarı) yandığında yapmıyor, beyaz ışık yandığında yapıyordu. Böyle bir şeye ilk defa rastgeldiğim için internetten araştırdım. Limonun hiçbir hastalığı olmadığından bu tür 'titremeleri' ışık hassasiyetine ve yabancı yere alışma sürecine, güvensizliğe verdim. Kafesinde sesler çıkarıyor, konuşuyor, arada kolye gibi parlak şeyleri sarkıttığımda düzenli şekilde oynuyordu. Bunun haricinde 8 gün boyunca hiç salmadım. Kediler vs olduğu için.
- Dönüş yolu daha güvenli geçti kendi açısından. Artık ilk acemiliği attığı için sadece karnı acıktığında yere inip yedi. Yol boyunca hep tüneklerin üstünde oyun oynadı. güneş gelmemesi için orta kısma aldık ve kafesin önüne siper koyduk (klima ne kadar aşağıya vursa da direk çarpmasın diye) Eve geldiğimde ise ilk işim salmaktı. Uçtuğunda biraz yalpaladı fakat kendini düzeltti. Bir kaç uzun uçuştan sonra ise kendi uzmanlığına tekrardan yükseldi Sabah 09.00 ile 10.00 arasında kafesin kapağı açılır, genellikle gece saat 20.00 - 21.00 arası kendisi kafesine girer ve tüneğinde uslu uslu bekleyen bir kuştur.
Okuduğunuz için teşekkür ederim. Elimden geldiğince soracak olduğunuz sorulara cevap vereceğim.